25 yıl önce kapısından genç bir finansçı olarak girdiğim gün, bu gazetenin benim Dünya’m olacağını tahmin edemezdim elbette. Yine de bu pembe sayfalarda benim kaderimin de yazılı olduğunu Demirkent ailesini tanıdıktan hemen sonra fark etmiştim.
Nezih Demirkent, Türk basınının zirvesinde oturduğu koltuktan kalkarak büyük bir risk almış ve bundan tam 43 yıl önce bütün sayfalarında ekonomi haberleri olan bir gazete yapmak için yola çıkmıştı. Böyle bir vizyona hayran olunmaz da ne yapılır?
Ben de Dünya okulunda mesleğini öğrenen bir genç olarak ona hayranlık duyarak geçirdim yıllarımı. Onu kaybettiğimiz o talihsiz 11 Şubat 2001 tarihine kadar Nezih Demirkent’in büyük ve güvenli gölgesinin altında hem kendimi hem de Dünya’yı tanıdım. Zaman mefhumu olmadan çalıştığımız uzun yıllar boyunca DÜNYA Okulu’nda öğrendiklerim hayatımı kalıcı olarak değiştirdi.